- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 19 Nisan 2020, Pazar 10:50
- 22937 kez okundu
Çaycı derken çay üreticisinden bahsediyorum. Çay sezonunun başlangıcı koronavirüs belasına denk geldi. Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde oturan çay üreticisi veya işçisi, seyahat yasağı nedeniyle kaldılar mı oldukları yerde.
Giresun’dan tutun da Hopa’ya kadar çay tarımıyla uğraşanları aldı bir düşünce. Hepsi “Ne olacak bizim çaylar?” diye yakınıp duruyor. Bu yakınma hem bölgede olanlar için hem de dışarıda kalanlar için geçerli.
Bölgede olanlar, “Bu kadar çayı nasıl toplayacağız?” diye hayıflanırken; dışarıda kalanlar ise “Gelmek istiyoruz ama izin alamıyoruz” şeklinde yakınıyor.
Çay tarımının en yoğun olduğu Rize’de ise Rizeliler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Çünkü Rize Valisi Kemal Çeber, geçtiğimiz hafta, şöyle bir açıklama yaptı: “Başka illerden yaş çay tarımı için gelecek müstahsillerin, en geç 30 Nisan'a (30 Nisan dahil) kadar bulundukları illerden durumlarını belgelendirerek seyahat izin belgesiyle Rize'ye giriş yapmaları şarttır. Varış yerlerindeki köy ve mahalle muhtarları tarafından bu kişilerin isim listelerinin, il ve ilçe tarım ve orman müdürlüklerine bildirilmesi gerekmektedir. 30 Nisan'a kadar ilimize gelen tüm vatandaşlarımız, eğer misafir oldukları ev halkı varsa onlarla beraber 14 gün mutlak izolasyon altına alınacaklardır. İzolasyon sürecini geçirmeyen hiçbir vatandaş kesinlikle çay tarımı dahil sokağa çıkamayacaktır.”
Bu açıklamayla şok yaşayan hemşehrilerim, bir de büyükşehirlerden giriş-çıkış yasağı 15 gün daha uzatılınca tamamen dumura uğradı.
Şimdi tek soru şu: Büyükşehirlerde ikamet eden çay üreticisi Rize’ye nasıl gidecek?
Aslında açıklamalarda “Çay tarımıyla uğraştığınızı ispatlıyorsanız seyahat belgesi alabilirsiniz” deniliyor. Yani çay müstahsili veya toplayıcısı-işçisi olduğunu kanıtlamalısın. Ve fakat kazın ayağı öyle değil. Elindeki belgelerle kaymakamlıklara gidenlere yol izini verilmiyor.
Bu konuda bizzat şahit olduklarım var. Adam, bütün belgeleri getirdiği halde izin alamadı.
Öte yandan, bu anlamda izin alabilenlerin olduğu da kulağımıza geldi. İstanbul’u baz alırsak, bazı kaymakamlar yol izni verip, bazıları vermiyorsa durum facia.
Buraya kadar yazdıklarımızı okuyup “Millet salgından kırılıyor, sen çayın derdine düşmüşsün” diyebilirsiniz. Haklısınız, elbette ki önce sağlık. Ve fakat ‘mal canın yongasıdır’ gerçeğini de unutmayın.
Devletimiz, 70 farklı ülkeden 25 binden fazla vatandaşımızı başarılı bir operasyonla yurda getirebiliyorsa; il dışındaki çay üreticisini de Rize’ye getirebilmeli. “Şu tarihe kadar geldiniz geldiniz; gelmediniz bir daha gelmeyin” gibi açıklamalar hiç hoş değil. Neticede bu insanlar tatile gitmiyor.
Biz sadece olayın çay boyutunu dile getirdik. Aynı durum diğer tarım ürünleri ve hayvancılık için de geçerli. Hele de arıcılık... Çünkü bu günler arıcıların, kovanlarıyla ilgilendiği günler. Bu ilgilenme olmadığı için milyonlarca arı heba olacak.
Gerekli hijyen şartları sağlanarak bu sorun biran önce giderilmeli.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
11.04.2020 Organize kötülük
-
01.01.2020 Kabirhane!
-
16.09.2019 İstifaya zorlananlar ne yapmalı?
-
30.06.2019 Bir de zil takıp oynayın bari!
-
24.06.2019 Siz yeni mi kazandı sandınız?
-
11.06.2019 PKK elebaşısı bakın ne diyor?
-
10.06.2019 CHP’nin İBB adayına reddiye
-
07.06.2019 Uyanık ol ey Müslüman!
-
26.05.2019 Bin oyum olsa birini bile vermem
-
24.05.2019 İmamoğlu’na neden oy vermeliyim?
-
18.03.2019 Ayasofya’yı açmak ya da açmamak!
-
10.02.2019 Sen önce benim ninemden özür dile Ahmet Hakan!
-
30.01.2019 AK Parti’de İstanbul için her şey yolunda mı?
-
22.01.2019 Kaç ‘face’ bir kestane kebabı eder abi?
-
19.01.2019 Fazıl Say ve Necip Fazıl
-
06.01.2019 31 Mart adayları ne yapmalı ne yapmamalı?
-
02.01.2019 2019’dan 1994 çıkınca geriye ne kalır?
-
02.01.2019 2019’dan 1994 çıkınca geriye ne kalır?
-
09.12.2018 Açık sarı mı koyu sarı mı?