- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 Şubat 2018, Pazar 20:52
- 1508 kez okundu
Çok seneler önceydi…
Bir halk ozanımızın haberini yapmak için, şöhret olmaya gelenlerin ilk durağı İMÇ’de bir büroda oturup sohbet etmiş ve işimiz bitince de ayrılmıştık.
Yanımda sevgili arkadaşım Orhan Keleş de vardı.
İkimize de birer paket kaset vermişlerdi. Röportaj yaptığımız halk ozanının yeni çıkan kasetinden…
Hatırlayanlar bilir, 10’luk beyaz karton kutulardadır o kasetler.
Çevremize de verelim diye, fazla fazla hediye etmişlerdi.
Sırtlarımızda gazeteci çantalarımız, yolun karşısına geçtik. Ağır ağır sohbet ede ede yürüyüp, Zeyrek’ten Fatih’e doğru gidecektik. Yolun karşısına geçtikten sonra hangimiz kaset kutusunu çanta sığdırmaya çalışırken paketi açtı ve içindeki zarfı gördü hatırlamıyorum.
Fakat ikimize de verilen kaset kutusunun içinde birer zarf ve zarfın içinde de para vardı.
Birbirimize bakıp en fazla ikişer cümle kurduk ve tornistan geri döndük.
Zarfları iade ettiğimizde çok mahcup olduklarını hatırlıyorum.
Ve aradan 30 yıl geçtikten sonra şunu rahatlıkla söyleyebiliyorum; bizden bugünkü tanıma ve çerçeveye uygun gazeteciler olmayacağı gayet açıktı. Zaten olamadık.
Şunu, anlatış biçimimden rahatlıkla sormaya hakkınız var?
-Ne o? Pişman gibisin?
İşin doğrusu ne çok ferahfeza bir iç huzuruna sahibim ve ne de pişmanım.
Çünkü her ne olursa olsun, bizim el yordamıyla söylem ve eylemi yakışık alır çizgide tutma gayretimiz, çok sevdiğimiz meslekte maddi ve manevi olarak arzu ettiğimiz seviyeyi yakalamamıza müsaade etmedi.
Elbette gayretsizlik, geçimsizlik, başarısızlık gibi ahlaki kriterlerin dışında bir işi iyi yapmakla ilgili hususlarda da çuvallamış olabiliriz.
Çünkü “başaramamış” birçok insanın sığındığı gösterişli bahaneler vardır.
Ve biliyorum ki, lafı ne kadar uzatırsam, o kadar “ağlak” bir portre ortaya koymuş olacağım; halbuki derdim içimi serinletmek filan değil.
Diğer taraftan çok tartışma konusu olan “ballı seyahatler” gerçekten hoşuma giderdi ve hasretini çekiyorum. Çünkü meslek sayesinde yaşadığım seyahatleri maddi olarak da, teknik olarak da bugün yapma imkanım yok. Evet, bu seyahatlerin çoğunda belli bir noktaya kadar kıymetli sayılabilecek hediyelerle de karşılaşıyorduk; fakat seyahatin maksadı ve içeriğine uygun olduğu sürece bu hediyeleri kabul etmekte beis görmedik. Belki hayat standartlarımızın bir level üstünde pahalı oyuncaklar denebilir en fazla; zengin etmez, sadece geçici hoşluklardır.
Pahalı bir kalem, bedava bir cep telefonu, deri bir çanta ıvır- zıvır…
Demem o ki, bu davranış biçimi, “habercilik” iştahının asla önüne geçmezdi. Geçmesi istendiğinde zaten bir kurşun kalem bile olsa hediye edilen, usulünce reddederdik. Veya o bir kurşun kalemle, herhangi bir başka bir pahalı şeyin farkı kalmazdı; çünkü dediğim gibi o zamanki heyecanımız ve kendimize biçtiğimiz rol / yüksek gazetecilik karakteri asla satın alınamazdı.
Halbuki o zamanlar zarf kabul edenlerin bile hali, daha rahat yaşamak arzusundan ibaret bir laçkalık/ haytalık olarak kabul edilebilir.
Bir gün isyan etmiştim akçeli işlerin kazuratını çıkaran bir vatandaş için, büyüğüm ve saygı duyduğum bir üstüme, “Ne olmuş biraz canını kayırdıysa… Kendi haline bak. Senin gibi sürünse daha mı iyiydi?” demişti.
İçime oturdu. Sonra uzun uzun düşündüm. Evet, haklı olduğu bir taraf vardı ki, ne yapsam şikâyet ettiğimi düzeltebilecek gücüm yoktu ve üstelik geçimsiz, mız-mız, başarısız olan bendim. “Yüksek hedefleri” olanlar ise işlerini gayet iyi yürütüyorlardı.
Haberin, gazeteciliğin peşinde koşmakla, siyasetçinin, iş adamının, polisin, istihbaratçının, askerin peşinde koşmak arasında incecik bir çizgi var.
Ve bu koşturma sırasında karşınıza vatanın selameti, inancınızın gereği, karakterinizin dikliği çıkar bazen ve bu insan tarafınızdır; mesleğinizi insanlığınızın da önüne koyamazsınız.
Son iki cümleyi şununla bağlayabiliriz; sevmediğim ve içime sinmeyen bir adam veya durum karşısında, mesleği tekmelediğim çok olmuştur. Bunu yapmayanı da kınayamam.
Bugün savaş ortamında/ cephede gazetecilik yapanların çoğu, sadece gürültülü bir şekil-şartı yerine getiriyorlar ve maalesef orada bulunmalarının ne görsel ve ne de muhteva olarak stüdyoda bulunmalarından farkı yok.
Ekrana çıkmak…
Uçağa binmek…
Kalın isimlerle temas aşkı…
Sonuçta servet ve şöhret hedefi, “kutudan çıkan zarfları” görüntü itibariyle o kadar masum bırakmış vaziyette ki…
Görüntü itibariyle öyle…
Fakat bir de kimyasal ve ruhsal tarafı var. O basit zarf ar perdesini yırtıyor, pahalı hediyeler iş ahlakını eziyor ve derken hedef filan kalmıyor…
“Hak” edilmeyini “hak” görmek, sadece gazetecilikte değil, her alanda hücrelerimize nüfuz etmiş bir kanser gibi…Yayıldı, büyüdü, öldürüyor, ölüyoruz.
Sadece gazeteciliğin değil, siyasetin içi boş, belediyenin içi boş, eğitimin içi boş, sağlığın içi boş, derneğin- vakfın içi boş, her şeyin içi boş…
Gürültü- patırtı ile şekil şartları yerine geliyor; ama bir yandan ruhsuzlaşıyoruz ve bir yandan yaptıklarımızın ruhu yok…
Bu pesimist/ karamsar bakışın ne kadarına katılırsınız bilmem…
Fakat içinden çıkamadığım bir nokta var ki o da şu:
Bütün bu manzaraya rağmen, Cumhurbaşkanımız/ baş komutanımız “Haydi, düşün peşime!” dediğinde, topyekûn/ hepimiz “Ya Allah Bismillah” deyip cepheye gider miyiz?
Vallahi gideriz.
Ben de giderim, zarf alan da gider, rezidans diken de…
E be kardeşim, ne acayip milletiz?
Biz bile anlamakta zorlanıyoruz, dünya nasıl anlasın?
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
03.02.2021 Kutsanan şair!
-
14.01.2021 Film koptu!
-
06.05.2020 Beka, poşet, sınav!
-
21.04.2020 "Kız gibi meclis"i kutlamak!
-
16.04.2020 İstifa ve aile!
-
25.03.2020 Daha Mars'a gidecektik!
-
17.03.2020 Mezarlıkta ıslık çalıyoruz!
-
07.03.2020 Bu milletin ayıbı!
-
11.02.2020 Siyah / beyaz!
-
20.01.2020 Korku!
-
07.01.2020 Hikayenin sonu...
-
29.12.2019 Biraz daha yalnızlık!
-
27.12.2019 Akif'i sevmek zorunda mıyım?
-
16.12.2019 Düşman arama, aynaya bak!
-
05.12.2019 Türkiye'yi kim yönetiyor?
-
30.11.2019 El çek tabip!
-
07.11.2019 Aynı yolda değilmişiz!
-
29.10.2019 Cumhuriyet yalanları...
-
15.10.2019 Sınırın sıfır noktası!
-
30.09.2019 Liyakat= Kaybedene ödül!
-
22.09.2019 Derin yara!
-
15.09.2019 Pelikan'ın mahremi!
-
07.09.2019 Ömer dediğin Hazreti Ömer mi?
-
02.09.2019 Yeni "Demirel"e razı mısınız?
-
25.08.2019 Kirlenmemiş şarkılarla bekliyoruz!
-
19.08.2019 Baraçlı bakan olmalı!
-
10.08.2019 Tayyip Bey'e ne oldu?
-
07.08.2019 Canım cennette cemaati!
-
30.07.2019 İkna odalarına gerek kalmadı
-
24.07.2019 Bu hesap görülecek!
-
21.07.2019 O kurşunu ben sıkmadım!
-
16.07.2019 Sefil kurtarıcılar!
-
13.07.2019 Sadece İstanbul'u mu kaybettik?
-
05.07.2019 Yeni Bakanlar Kurulu
-
02.07.2019 Ahmak mıyız?
-
29.06.2019 Çanta deyip geçmeyin!
-
26.06.2019 Al sana "Milli İrade!"
-
24.06.2019 Suçlu benim!
-
13.06.2019 Lay lay lom...
-
28.05.2019 Zulüm!
-
17.05.2019 Ver misketlerimi...
-
06.05.2019 Davan davamızdır!
-
20.04.2019 Ayasofya açılmadı ama...
-
15.04.2019 Tuhaf işler!
-
04.04.2019 Hata ettik!
-
27.03.2019 Hangi taraftasın?
-
10.03.2019 1 Nisan'da ne olacak?
-
05.03.2019 Beka problemi: Aile!
-
28.02.2019 Yemezler!
-
18.02.2019 Mantık tecavüze uğrayınca...
-
17.02.2019 Bi'simit, Bi'gevrek, Bi'kumru...
-
15.02.2019 Şeytana ne hacet?
-
11.02.2019 Aynı kazuratın laciverti!
-
02.02.2019 Yanlıştan çıkan doğru...
-
01.02.2019 Çamur makinası Sabo!
-
30.01.2019 Metrobüs medyası!
-
23.01.2019 Dip dalgası!
-
14.01.2019 Kıl !
-
13.01.2019 Size her şey mübah mı?
-
07.01.2019 Lafım medyaya iktidar anlasın
-
31.12.2018 Allah'ın evi/ İmamın dükkanı!
-
26.12.2018 Hadi canım!
-
05.12.2018 Ne güzel cahildik!
-
30.11.2018 Tipinize de... Karakterinize de...
-
19.11.2018 Merhaba Ey Rahmeten lil-alemin!
-
14.11.2018 Hizmet için kuduranlar...
-
10.11.2018 10 Kasım 5816
-
03.11.2018 Yazmıyorum çünkü...
-
24.10.2018 Bana bir masal anlat!
-
19.10.2018 Biz kaybettik!
-
18.10.2018 Belediyeler çiftlik! Hadi engelle!
-
13.10.2018 Kandırılmışlık hissi...
-
10.10.2018 24430 nolu trafo patlar mı?
-
07.10.2018 Kriz yok da keriz mi var!
-
05.10.2018 Muhasebe -I-
-
30.09.2018 McKinsey, Hüsnü Abi ve cenaze!
-
29.09.2018 Günaydın! Hoşgeldiniz!
-
26.09.2018 Reis'e yazık!
-
22.09.2018 Maçın kopma anı yaklaşırken...
-
16.09.2018 Aman Yarabbi!
-
13.09.2018 Bana neee!
-
07.09.2018 Yalan rüzgarı!
-
01.09.2018 İhtiyaç sorulmaz, görülür!
-
30.08.2018 Kelle gitti, işlem tamam!
-
29.08.2018 Erkeğin namusu!
-
18.08.2018 Bal gibi biliyorsunuz!
-
17.08.2018 Tüccar profesör!
-
15.08.2018 Değer mi?
-
10.08.2018 Leylekler gitmeyeydi iyiydi!
-
02.08.2018 Hep Trump'ın yüzünden...
-
27.07.2018 Rahmi Koç o namazı hatırlar mı?
-
22.07.2018 Fotoğraf deyip geçme!
-
19.07.2018 Öyle de olur diyorsanız...
-
15.07.2018 15 Temmuz ruhuna ihanet!
-
10.07.2018 Yumurta nakliyatı organizasyonu heyeti...
-
08.07.2018 O be! Laaarda yüğzen, andiçerim!
-
06.07.2018 Gazetecilik bitti mi?
-
03.07.2018 Ah be Muharrem!
-
27.06.2018 600 bin Temel 23 milyon heval!
-
25.06.2018 Nerde kalmıştık?
-
22.06.2018 Soros çocuğu musunuz?
-
14.06.2018 Amerikan sapığı!
-
13.06.2018 Hoşgeldin hırsız!
-
11.06.2018 Muharrem'e moral!
-
06.06.2018 Yok devenin Koçu!
-
01.06.2018 Bunu siz yaptınız!
-
30.05.2018 Musa mı, Moiz mi?
-
25.05.2018 Resme bak, düşünme!
-
22.05.2018 Kaşarlara borcumuz mu var?
-
20.05.2018 Surat sıfat meselesi!
-
19.05.2018 Seçmek mi zor, seçilmek mi?
-
12.05.2018 Göstere göstere yalan!
-
06.05.2018 Münafık mı? Yok canım!
-
03.05.2018 "CV"mi seveyim!
-
29.04.2018 Tayyip Bey "Amin" der misiniz?
-
21.04.2018 Demedi demeyin!
-
19.04.2018 Şimdi iş değişti!
-
18.04.2018 Bu elimde görmüş olduğunuz...
-
15.04.2018 Nebbaş Hazretleri
-
10.04.2018 Yersen!
-
04.04.2018 Kim var? Niye var?
-
29.03.2018 Ne diyorsunuz?!
-
25.03.2018 "Gülen Şeytanlar Tarihi"
-
20.03.2018 Bazıları emekli olamıyor nedense!
-
18.03.2018 Uysa ne olur, uymasa ne?
-
16.03.2018 Hayrettin Abi, bakar mısın?
-
12.03.2018 Maalesef gerçek!
-
11.03.2018 Güncelli-yorum!
-
09.03.2018 Top Kaleye Girdi Bir Kere
-
08.03.2018 Üçün Biri !
-
06.03.2018 Holding de var dükkan da...
-
21.02.2018 Hangi Dağın Delisi Olsam?
-
18.02.2018 Kadir Mısıroğlu
-
30.01.2018 AŞŞŞAĞILIK VAZİYETLER!
-
28.01.2018 HÜSNÜ İNŞAAT GÜVENCESİYLE…
-
24.01.2018 ÖKÜZÜN DERDİ TREN!
-
20.01.2018 KARNE TİCARETİ
-
19.01.2018 KEÇİ KALMADI!
-
01.01.2018 İZMİR’İN KAVAKLARI!
-
27.12.2017 CANIM CENNETTE…
-
23.12.2017 BELEDİYE= FİRAVUN TARLASI
-
21.12.2017 FİKİR NAMUSU VE NAMUSSUZLAR!
-
13.12.2017 BAK KUZUM, VAZİYET FENA!
-
07.12.2017 “AMA”SI YOK!
-
01.12.2017 İTİRAF EDİYORUM: ÇOK GERİCİYİM ÇOOOK!
-
22.11.2017 VAY NAMUSLU VAY!
-
20.11.2017 KIRMIZI ÇİZGİ
-
15.11.2017 ALEGORİK RETORİĞİN DİSKURU
-
10.11.2017 DOMUZ ÇOBANLARI !
-
09.11.2017 SİZ NE İŞ YAPARSINIZ?
-
04.11.2017 MİLLET AYAR VERİR! AMA MİLLETE AYAR VEREMEZSİNİZ!
-
02.11.2017 ÇİFT DİKİZ AYNASI
-
28.10.2017 REİS’TEN PROTOKOL TOKADI
-
25.10.2017 ÖLMEYECEKMİŞ GİBİSİNİZ SAYIN BAYIM!
-
22.10.2017 NASREDDİN HOCA YAŞASA "BİRAZ DA BİZ ÖLELİM" DERDİ!
-
18.10.2017 NETAMELİ VE DENEYSEL BİR YAZI!
-
14.10.2017 PAŞA ÇAYI
-
12.10.2017 HAYAT YOLLARINDA/ ÖKÜZLE TRENİN AŞKI!
-
10.10.2017 HAYAT YOLLARINDA-1 (MÜFREDAT DIŞI)
-
09.10.2017 HAYAT YOLLARINDA-1 (MÜFREDAT)
-
03.10.2017 HİKâYE
-
30.09.2017 RAHAT MISINIZ?
-
26.09.2017 YETER ARTIK!
-
21.09.2017 +18
-
17.09.2017 ÇUVALLADIK !
-
16.09.2017 YENİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANIMIZ KİMDİR?
-
13.09.2017 ÖLÜM SON DEĞİLDİR!
-
09.09.2017 MECBURİYET CADDESİ ÇOCUKLARI
-
06.09.2017 YUH !
-
03.09.2017 ŞEYHLER VE OĞULLARI !
-
31.08.2017 GİRME OĞLUM O KONUYA!
-
30.08.2017 EYYYYY CUMHURBAŞKANIM !
-
27.08.2017 CHP’Lİ OLMANIN DAYANILMAZ KONFORU
-
25.08.2017 SESİMİ DUYAN VAR MI?
-
22.08.2017 “BİZ” KAZANACAĞIZ!
-
21.08.2017 ERGENLİĞİ BANA SORUN!
-
19.08.2017 BİZ BUNLARLA NE YAPACAĞIZ?
-
15.08.2017 MAHALLENİN CAMİİ
-
12.08.2017 MANYAK !
-
08.08.2017 BEN OLMASAM VAR YA!
-
06.08.2017 KONUMUZ FAHİŞENİN NAMUSU DEĞİL!
-
03.08.2017 CÜBBELİ VE ÇAKALLAR
-
01.08.2017 “KUZEY MÜSLÜMANLIĞI” YANİ EHL-İ SÜNNET YOLU
-
28.07.2017 DİMDİREK
-
27.07.2017 BİR MEKTUP, BİN ENDİŞE!
-
22.07.2017 OYNA YA BİLÂL !
-
20.07.2017 SOSYAL MEDYA YAVŞAKLARI !
-
19.07.2017 FLAŞ… FLAŞ…KABİNE DEĞİŞTİ…
-
18.07.2017 CAİZ MİDİR?
-
15.07.2017 Bİ “REİS”İN OLACAK!
-
12.07.2017 TAMAM. FİTNE ÇIKMASIN, AMA…
-
09.07.2017 REİS'İN GASTECİLERİ
-
16.05.2016 BENİM PAŞAM BENİM BAŞKANIM.
-
06.05.2016 REİS, BU İŞTE Bİ TERSLİK VAR!
-
29.04.2016 Şİİ VE VEHHABİ’Yİ ÖPELİM Mİ?
-
17.04.2016 EHVEN-İ ŞER'DEN KURTULMAK VE ÖZAL
-
07.04.2016 "İlk gece hakkı" ve CHP
-
15.09.2015 NEDEN TAYYİP BEY?
-
27.06.2015 DEVLET YOK MU?
-
04.06.2015 KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ
-
22.04.2015 GAYDALI SEÇİMİN FAZİLETLERİ
-
20.02.2015 ÖZGECAN'I KİM ÖLDÜRDÜ?
-
10.02.2015 EVET, TÜRKİYE İKİYE BÖLÜNDÜ!
-
10.02.2015 EVET, TÜRKİYE İKİYE BÖLÜNDÜ!
-
29.12.2014 AKİF'İ SEVMEK ZORUNDA MIYIM?
-
11.12.2014 DAVA, PARTİ, CEMAAT VE “O SES!”…
-
26.11.2014 Abdülhamid Han,“Ehl-i sünnet” ve sahtekâr muhafazakârlar!
-
10.11.2014 AT İZİ, İT İZİ...
-
23.10.2014 Prof. Ekinci, Mehmet Doğan ve acınacak halimiz!
-
08.10.2014 Türklerin CHP’si, Kürtlerin H-BDP’si…
-
01.10.2014 Bir insan soyadını neden değiştirir?
-
26.09.2014 "İlk gece hakkı" ve CHP
-
23.09.2014 Başörtüsünden korkan cahil çağdaşlara!
-
18.09.2014 RAHATSIZ OLDUYSAN, EVET SENDEN BAHSEDİYORUM!
-
15.09.2014 İNSTAGRAM YAVŞAKLARI
-
12.09.2014 MEDYAMİT HAKKINDA AÇIKLAMA
-
04.09.2014 Sandıktan çıkanı anlamayanlara!
-
01.09.2014 “Rabbim verdikçe veriyor” ama!